Eliminasyon beslenmesi, baş ağrıları gibi sağlık problemleriyle ilişkilendirilen belirli gıda maddelerinin diyetten geçici olarak çıkarılması işlemidir. Bu yöntem, baş ağrılarının belirli yiyecekler veya içeceklerle tetiklenip tetiklenmediğini belirlemek amacıyla uygulanır. Eliminasyon diyetleri, potansiyel baş ağrısı tetikleyicilerini tanımak ve bunları ortadan kaldırmak için kullanılır.
Eliminasyon Beslenmesinin Baş Ağrılarındaki Etkisi:
1.Gıda Tetikleyicilerinin Belirlenmesi: Baş ağrılarının bazı türleri, belirli gıda maddeleriyle tetiklenebilir. Özellikle migren gibi baş ağrılarında, çikolata, peynir, alkol, kafein, işlenmiş etler, tuzlu yiyecekler, yapay tatlandırıcılar veya glutamat gibi maddeler sıklıkla tetikleyici olabilir. Eliminasyon diyeti, bu gıdaların hangisinin baş ağrısına neden olduğunu tespit etmeye yardımcı olabilir. Baş ağrısı semptomlarını ortadan kaldırmak için bu gıdaların diyet dışı bırakılması sağlanır.
2.Alerji ve İntoleransların Tespiti: Eliminasyon beslenmesi, gıda alerjileri veya intoleransları olan kişilere yardımcı olabilir. Özellikle gluten veya laktoz intoleransı, baş ağrılarının nedeni olabilir. Bu tür alerjilerden şüphelenilen gıdaların geçici olarak diyetten çıkarılması, baş ağrılarının azalmasına veya ortadan kalkmasına yardımcı olabilir.
3.İnflamasyonun Azaltılması: Baş ağrıları, vücutta iltihaplanmadan kaynaklanabilir. Bazı gıdalar, vücutta iltihaplanmayı artırabilir. Eliminasyon diyeti, bu tür iltihaplanmayı tetikleyen gıdaları ortadan kaldırarak baş ağrılarının şiddetini azaltabilir.İşlenmiş gıdalar ve şekerler gibi iltihaplanmaya yol açabilecek yiyeceklerin diyetten çıkarılması, baş ağrılarını hafifletebilir.
4.Bedenin Tepkilerini İzlemek: Eliminasyon diyeti, baş ağrısının sıklığını ve şiddetini izlemek için bir fırsat sunar. Diyetten çıkarılan her bir gıda maddesi, baş ağrılarının nasıl etkilendiğini gözlemlemeye yardımcı olur. Eğer baş ağrıları azalıyorsa, hangi gıdanın tetikleyici olduğu anlaşılabilir.
5.Dengeli ve Sağlıklı Diyet: Eliminasyon diyeti, baş ağrılarını tetikleyen gıdaların çıkarılmasına odaklanırken, vücudun ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerini sağlamayı da içerir. Yetersiz beslenme, baş ağrılarını daha da kötüleştirebilir, bu nedenle diyetteki boşlukların dengelenmesi önemlidir.
Eliminasyon Diyetinin Uygulanması ve Süresi:
•Başlangıç Süresi: Eliminasyon diyetinde, şüpheli gıdaların en az 3-4 hafta boyunca diyetten çıkarılması önerilir. Bu süre zarfında baş ağrılarının değişip değişmediği izlenir.
•Yavaş Geri Yükleme: Diyet sonrası, birer birer şüpheli gıdalar geri eklenerek hangi gıdanın baş ağrılarını tetiklediği belirlenir. Bu aşamada, vücudun tepki verip vermediği dikkatle izlenmelidir.
Eliminasyon beslenmesi, baş ağrılarıyla ilişkili gıda tetikleyicilerini belirlemek için oldukça faydalı olabilir. Baş ağrılarının sıklığı ve şiddeti, gıda alerjileri veya intoleransları ile doğrudan bağlantılı olabilir, ve bu tür durumlarda diyetin değiştirilmesi baş ağrılarını önemli ölçüde hafifletebilir. Ancak, bu tür bir diyeti uygularken dikkat edilmesi gereken birkaç nokta vardır:
Uzman Rehberliği: Eliminasyon diyeti, dikkatli bir şekilde ve genellikle bir beslenme uzmanı veya doktor rehberliğinde yapılmalıdır. Yanlış veya dengesiz diyetler, besin eksikliklerine yol açabilir.
DAMARDAN VİTAMİN MİNERAL DESTEKLERİ
DEMİR: Baş ağrısında demir tedavisi, hastanın demir düzeyleri düşük ise uygulanır, özellikleregl dönemi migreni, gerilim tipi baş ağrısı ve demir eksikliği anemisiyle ilişkilendirilen baş ağrılarında uygulama oldukça faydalıdır. Demir, vücudun oksijen taşıyan hücrelerinde (hemoglobin) önemli bir rol oynar ve beyin de dahil olmak üzere tüm vücuda oksijen taşıma işlevini yerine getirir. Demir eksikliği, bu taşıma işlevinin bozulmasına yol açabilir, bu da baş ağrılarının artmasına neden olabilir.
Demir eksikliğinde östrojen ve dopamin sentezi bozulacağı için özellikle regl migreninin artışına katkıda bulunabilir.
Demir Eksikliği ve Baş Ağrıları:
1.Oksijen Taşınımının Azalması: Demir eksikliği, kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır. Beyin, oksijen açısından zengin kanla beslenmediğinde, baş ağrıları, halsizlik ve baş dönmesi gibi semptomlar ortaya çıkabilir.
2.Anemi ve Baş Ağrıları: Demir eksikliği anemisi, kan hücrelerinde yetersiz hemoglobin üretimiyle sonuçlanır. Anemi, beyin dahil tüm organların oksijen ihtiyacını karşılamakta zorlanmasına neden olabilir. Anemi, migren ve gerilim tipi baş ağrılarının sıklığını artırabilir. Ayrıca, demir eksikliği, baş ağrılarına duyarlılığı artıran bir durum olabilir.
3.Nörolojik Etkiler: Demir eksikliği, sinir sistemi üzerinde de olumsuz etkiler yapabilir. Beynin normal işlevleri için gerekli olan demir miktarı, sinir iletimi ve nörolojik sağlığı destekler. Yetersiz demir, sinirsel iletimdeki bozukluklara ve dolayısıyla baş ağrılarına yol açabilir.
4.Hormonlar ve Enzimler: Demir, bazı hormonların ve enzimlerin üretiminde de rol oynar. Özellikle nörotransmitterlerin (beyin kimyasalları) üretimi, baş ağrılarıyla ilişkili olabilir. Demir eksikliği, bu nörotransmitterlerin üretimini etkileyerek baş ağrılarını artırabilir.
Oral kullanım sonrası demir düzeyleri yükselmiyor ise, oral demir hapları kişide mide barsak sisteminde intolerans yapıyor ise kan düşüklüğü olmasa dahi, demir depoları düşük ise damardan demir tedavisi yapılabilir.
MAGNEZYUM
Magnezyum, ağrı ve migren tedavisinde önemli bir yere sahiptir. Vücuttaki birçok biyokimyasal reaksiyonda rol oynayan bu mineral, sinir sistemi fonksiyonlarının düzenlenmesinde ve kasların gevşemesinde kritik öneme sahiptir. Migren ve baş ağrısı gibi durumlarda magnezyum eksikliği sıkça gözlemlenir ve tedavide etkili olabilir.
Magnezyumun Ağrı ve Migren Tedavisindeki Rolü
1.Migren Ataklarını Azaltıcı Etki: Migren hastalarının büyük bir kısmında hücresel magnezyum seviyelerinin düşük olduğu tespit edilmiştir. Magnezyum, beyindeki sinir hücrelerinin aşırı uyarılmasını azaltarak migren ataklarını önleyebilir. Özellikle adet dönemi migrenlerinde (menstrüel migren) magnezyum takviyesinin etkili olduğu gösterilmiştir.
2.Sinir Sistemi Üzerine Etkisi: Magnezyum, sinir hücrelerinin aşırı hassasiyetini kontrol eder ve nörotransmitter salınımını dengeler. Glutamat gibi uyarıcı maddelerin etkisini sınırlandırarak ağrı hissini azaltır.
3.Damar Genişletici Etki: Migren ataklarında beyin damarlarının daralması rol oynayabilir. Magnezyum, damarları genişleterek kan akışını iyileştirir ve migrenin vasküler etkilerini hafifletir.
4.Kas Gevşetici Etki: Kas gerginliği ve spazmları, gerilim tipi baş ağrılarının yaygın nedenlerindendir. Magnezyum, kasları gevşeterek bu tür baş ağrılarını azaltabilir.
Damardan serum ile magnezyum uygulamalarını kliğimizde sık uyguladığımız tedavilerdendir.
Riboflavin, baş ağrılarını ve migreni hafifletmeye yardımcı olabilir. Migren tedavisinde sıkça kullanılan bir vitamindir.
Koenzim Q10 (CoQ10): Koenzim Q10, hücresel enerji üretiminde yer alır ve migrenin tedavisinde faydalı olabilir. Yetersiz CoQ10 seviyeleri, baş ağrılarını artırabilir.
Vitamin D: Düşük vitamin D seviyeleri, baş ağrıları ve migrenle ilişkilendirilebilir. Yeterli vitamin D almak, baş ağrılarının sıklığını ve şiddetini azaltabilir.
Vitamin B12: Vitamin B12 eksikliği, baş ağrılarına ve nörolojik problemlere yol açabilir. Yeterli B12 almak, baş ağrılarının sıklığını ve şiddetini azaltabilir.
Folik Asit (Vitamin B9): Folik asit, baş ağrılarını tetikleyen inflamasyonu azaltmaya yardımcı olabilir. Yetersiz folik asit seviyesi, baş ağrılarına neden olabilir.
Çinko: Çinko, beyin fonksiyonlarını destekler ve baş ağrılarının tedavisinde etkili olabilir. Ayrıca, bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur.
Omega-3 yağ asitleri
iltihaplanmayı azaltarak baş ağrılarını hafifletebilir. Özellikle migren gibi baş ağrılarının sıklığını azaltmada etkili olabilir.